buraya forumda yazdığım senaryoyu yazacağım.
oraya 4 bölüm koydum.şimdi o 4 bölümü ekleyeceğim(=
İLK BÖLÜM˜˜
--------------------------------------------------------------------------------
HER ŞEY SENDE GİZLİ
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
Can YÜCEL
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
£krém
o böylece ortalıkta mutluluk içinde çırpınırken,o bnm değil diye ölüyorum.her saniye kalbim yavaşlıyor.o bana yaklaştıkça da kalbim çarpmaya başlıyor.
ama bnm olmamasına rağmen başkasınında değil diye minnet duyuyorum.
elindeki kemanıyla geçip gitti önümden.arkasında müthiş bi parfüm kokusu bırakarak.
yüzündeki gülümseme öyle masumki..
ona gidip söyleyemiyorum.incilir diye.bnden kaçar diye.
salona girip kapıyı kapattı.yavaşça kapıya yaklaştım.bi süre sessizlik oldu.ve anlamsız bi kaç keman sesi.akort yapıyordu sanırım.
tek başına masumca keman çalıyordu.bnse onu dikizliyordum.
çalmaya başladı.çalışı bni bnden alıp götürdü.ama yine aklım "o"nunla...
o meleklerin keman çalışına benzer ses kesildi birden.
iki adım sesi duydum.hızla o koridordan çıktım.
uzaklaşmalıydım burdan.
kimseye görünmeden okuldan kaçtım.
sokaklarda dolaşıyordum.annemin değişiyle "serserice".
okul çıkış saatinin geldiğinden emin olunca ağırdan alarak eve gittim.
yine o "servisi kaçırdım.bni beklemeden gitmiş" bahanesi.okuldan kaçtığımda hep bunu söylerdim.annemse bişey demezdi.belki de anlardı ama yalan söylediğimi yüzüme vurmak istemezdi..
evde kimse yoktu bugün.çantamı salona fırlatıp mutfağa ilerledim.
masanın üstünde bi not..
"ayla teyzenlerdeyim.bugün altın günü sırası onda"
ahh anne ahh.yine altın gününe gitmiş.
hadi gidiyosun bari ordan bna da bişeyler getir.açlıktan gebercem bi gün.
buzdolabını karıştırmaya başladım.
dondurulmuş pizzayı mikrodalgaya atıp beklemeye başladım.bi kaç dakika sonra pizza elimle ağzım arasında bi yolculuktaydı.ordanda mideye..
bilgisayarı açıp face'e girdim.
yine sevil'in profilinde geziniyordum.fotoğraflarını inceliyordum.
gidip söylemeliydim.ama onu inciltmek istemiyordum.
sabah yataktan nasıl fırladığımın farkında değildim.servise geç kaldım.
hızla giyinip servise bindim.artık kahvaltıyı da okulda geçiştirecektim.
seneye babama araba aldırtmanın yollarını düşünüyorum.
tabi bide ehliyet sınavı var.amann ne var cnm,geçerim bn kesin.
ilk ders tarih..
yok abi,hem derste uyunmaz diyosun o zaman nie ilk ders tarih?
öğrenci dostu süper zil çaldı en sonunda.bahçeye fırladım.
arkadaşıyla kantinin önünde oturuyordu.
s-bugün de keman çalışıcam.ama bna piyano çalan biri gerekiyor.bazı şarkılar için.
-piyano çalan tanıdığım yok bnm.
s-bn bulmaya çalışıcam.hem yıl sonunda keman-piyano şeklinde bi konser vermemiz lazım.
kantinden bi tost alıp tekrar sınıfa gittim.
bn piyano çalıyodum.onunla çalabilirdim.haftada bi kaç kez onunla prova yapabilirdik.
ewt,ona gitmeliydim.o incilmesin diye piyano çalmamazlık yapamam.hem böylece yavaşça ona yaklaşmış olurum.onunla konuşmuş.hiç konuşmadık bile onunla..
----(son teneffüs)
yine salona gidiyor.elinde kemanla.
kapıyı kapatıyor.her zamanki gibi.ama içerden hiç bir şekilde ses gelmiyor.
elim kapı kolunu kavrıyor
--------------------------------------------
İKİNCİ BÖLÜM˜˜
£krém
----(son teneffüs)
yine salona gidiyor.elinde kemanla.
kapıyı kapatıyor.her zamanki gibi.ama içerden hiç bir şekilde ses gelmiyor.
elim kapı kolunu kavrıyor.
kapıyı aralayıp başımı içeri doğru uzattım.o an gözlerim hızla kapandı.
e-özür dilerim.
kapıyı kapatıp koridora attım kendimi.
tanrım,şapşalın tekiyim bn!kız daha içeri girmemi söylemedi ki.kapıyı bile çalmadım!
ah,heralde bnm onun hakkındaki düşüncelerimi bilse...
onun orda giyinebiliceğini tahmin etmemiştim ki.yoksa şu hormonlarımın çalışma hızının artmasını sağlamak için öyle bişey yapmam.
penceredeki yansımama baktım da,kıpkırmızı olmuşum.
kapıya yaklaştım ve tıklattım.
"girebilir miyim?"
"şeyy evet" dedi tiz bi sesle.
kapıyı açtım.onunda yanakları kıpkırmızıydı.
"bn gerçekten çok özür dilerim.düşünemedim.."
"çok önemli değil...sanırım."
"merak etme sapık falan değilim."
"orası tartışma konusu."
"yapma.bn ekrem".
elimi uzattım.ama böyle bi tanışmadan sonra bna niye elini versinki?
"bnde sevil."
"bilmez miyim"
"bişey mi dedin?"
"yok.bişey demedim."
"ee niye geldin buraya?" merakla yüzüme bakıyordu.
"piyano çalan birini aradığını duydum"
"ah evet.piyano mu çalıyorsun?"
"evet."
"iyi çalar mısın?"
"sen beğenir misin bilmem ama.." sözüm yarıda kalmıştı
"piyano burda.şimdi çalabilir misin?"
"olur." piyano koltuğuna oturdum.gözlerim tekrar sevil'e döndü ve parmaklarım piyano tuşlarını buldu.
"dur"
"noldu?çalmamı istemiyo musun?"
"bekle.kemanın akordunu yapayım.belki güzel çalıyorsundur."
gözlerimi devirdim.
"la verir misin?"
"şimdi de re ver."
akordu yaptıktan sonra tekrar parmaklarım tuşlarla buluştu.
parmaklarım zevkle piyano tuşlarında geziniyordu.
bi süre sonra piyano sesine bir keman sesi eklendi.
bu karmaşık ses ahenkle dans ediyordu.
parmaklarım tuşlarda son kez bastı ve şarkı yavaşça sesi azalarak kayboldu.
"çok güzel çalıyorsun..ekrem."
"senin kadar değil."
"hayır hayır.Ay Işığı Sonatını senin gibi çalan pek yoktur."
"bu iltifatın için teşekkürler."
"ne demek piyanistim."
"ne zamanlar çalışıcaz?"
"hergün..?"
ahh.işte bu süper!hergün onu görmek çok güzel olacak.
ama bn kendime nasıl engel olacağım?
"ekrem??"
-----------------------------------------------------
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM˜˜
£krém
"ekrem??"
"senin için uygun mu?" diye devam etti.
"fazla değil mi?"
"haklı olabilirsin.haftada 2-3 kez prova yaparız o zaman."
"bak o olur işte."
bi anlığına gözlerimiz buluştu.sonra bn gözlerimi kaçırarak piyanoya diktim.
kapıya doğru ilerlemeye başladı.
"nereye?" gitmesini istemiyordum.bnm yanımda olması hoşuma gidiyordu.
"zil çaldı.dersleri aksatmak istemiyorum"
ah,tabi!bn serserice dersleri asabilirdim.ama o dersleri önemsiyordu.bunu tahmin etmem gerekirdi.oysa bn zilin çaldığını bile duymadım.
"tabi.haklısın.bnde gideyim."
kapıdan çıkar çıkmaz farklı yönlere ilerledik.
aynı sınıfta olmamamız bi şans mıydı yoksa şanssızlık mı bilmiyorum.
sınıfa girer girmez cenker yanıma geldi.
"hangi cehennemdesin?"
"boşver bnm nerde olduğumu..bişey mi oldu?"
"bütün okul sizin dedikodunuzla çalkalanıyo oğlum!"
"ne dedikodusu??" neler dönüyo burda ya!
"bizim sınıftan Armina var ya."
"ee,uzatmada söyle."
"herkese demişki ekrem bana çıkma teklifi etti.kabul etmedim ama çok ısrar etti bnde düşüneceğimi söyledim."
"buyur??" cenker ne diyo ya?bn o kızı var ya..
"dahası var."
"off hemen öt"
"beni kıskandırmak için şu iğrenç keman çalan kızın yanına gitti."
"se-sevil'i mi diyor?"
"büyük ihtimalle evet."
"nerde bu kız?"
"bilmiyorum.bişey yapmıycaksın demi?"
"hyr cenker.bişey yapıcam.bu kızı öldürücem!"
"kanka bi dur ya.nolcakki sanki.saçma bi dedikodu.yani.."
"yani ne.bunun da dahası var deme."
"yok ama..." ne geveliyo bu çocuk?
"ama???"
"sevil duymuştur bnce.yani ondan hoşlanıyosun biliyorum-"
nee?cenker'e bunu söylediğimi hatırlamıyorum..tanrım.
cenker'in sözünün kesilme sebebi bn değildim.ki bunu yapıcaktım.ama bunun yerine bnm yerime çakılmamı sağlayan bi şekilde sustu.
gözlerimin hemen önünde koyu kahverengi gözleri vardı.
tiksintiyle bana bakması iyi bi an değildi sanırım.
"bu yüzden miydi?"
"bu sadece bi dedikodu."
"eminim öyledir."
"bn gerçekten piyano çalmak için..yani sana yardım etmek içi-"
yüzüme parmakları sertçe çarptı.
bna tokat atmıştı!
"bi daha bni ASLA kullanma!" ve sınıftan çıktı.
"SEVİLL!" arkasından seslensem de bakmadı.tabi bu olaylar olurken bütün sınıf başımda toplanmıştı.
kulaktan kulağa konuşup kıkırdamaları sinirimi bozuyordu.
"ARMİNA!"
"Ne oldu cnm?"
"neden yaptın?"
"tahmin et bakalım.bana yaşattıkların içindi bunlar.o kızdan hoşlanıyorsun değil mi?bu çok belli.YAZIK.."
"şizofren misin kızım sen!?bn sana hiç bişey yaşatmadım.konuştuğumuzu bile hatırlamıyorum!ve kimden hoşlandığım seni ilgilendirmez.asıl sana yazık...merak etme sn böyle oldukça hayatta hep yalnız kalacaksın!"
"sn..." gözleri dolmuştu.sınıftan hızla çıktı.
cenker yine yanımda bitti.
"biraz ağır olmadı mı be abi"
"bu ona az." "asıl bn ne yapıcam şimdi?aptal kız..sevil de yanlış anladı.."
tanışmamız böyle mi olucaktı?tanıştığımız ilk gün bunlar mı olucaktı hayatımızda.
olayların ardından hoca girdi sınıfa.
"evet,sınavlarınız berbat.biraz yükseltin diye proje ödevi vericem.iki kişilik."
aman ne hoş.
"eşimizi kendimiz seçebiliyo muyuz?" sormadan edemedim.
"hyr.eşinizi bn seçiyorum.ve bütün 3. sınıflar arasında."
off!bide bu çıktı başımıza.
"ekrem."
"evet hocam?"
"kiminle eşleştiğini söylüyorum evladım algılama sorunun mu var?"
"yo-yok hocam"
"ekrem sen evet....11E'den Sevil'le eşleştin.."
--------------------------------------------------
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM˜˜
£krém
bütün 3. sınıfları bizim sınıfa topladı.ne gıcık hoca..
armina'nın pis bakışlarını üstümde hissediyordum.bu kızın bnmle ne derdi var?
sonra gözlerim başka bi kıza takılı kaldı.
o kızın kim olduğunu şimdi fark etmiştim.bana bir hainmişim gibi bakan koyu kahverengi gözleri vardı.sevil'di bu.
hala o kadar masumdu ki..az da olsa onu incilmek kendimden nefret etmemi sağlıyordu.
hoca kimlerle eşleştiğimizi okudu.
sıra bize gelince o kırmızı-pembe dudaklardan cılızca bi ses "AMA..." diye diretti.
"eşlerinizi değiştiremezsiniz.bu ödevi yapmak zorundasınız!"
sevil gözlerini kıstı ve gözlerini hocaya dikti.
"2 hafta süreniz var.2 hafta sonra getirdiniz getirdiniz yoksa 0 alırsınız."
bu kadının gıcık olduğunu söylemiştim değil mi?
"şimdi eşlerinizle kararlaştırıp halledin."
sevil'in yanına kararsız adımlarla ilerledim.
"ne zaman,nerede?" diye sordum
"çıkmaz ayın 15'inde,tartarus'ta".
"tartarus?"
"cehennemin en karanlık dibidir."
"ovv."
sitem eden gözlerle baktı.dudaklarını zorladığını gördüm.gülmemek için kendini zor tutuyordu.dalga geçiodu benle!
"ciddiyim,nerde,ne zaman?"
"bizim ev olur mu?" diye sordu soğukça.
"bizim evde de yapabiliriz."
"kalsın,bn senin evine gelmem."
"o niyeymiş?"
"bnden yaralanmaya çalışan birinin sığınağına gitmek adetim deildir."
"bak bn,gerçekten öle bi niyetim yoktu.."
"tmm kapat bu konuyu.sni her görüşümde tiksintiyle aklıma gelio ama neyse.."
"o zaman sizin evde...peki ne zaman?"
"bugün perşembe..yarın okul çıkışı olur."
"tmm."
çıkış zili çaldı ve bn servise fırladım hemen.
eve geldiğimde annem evdeydi.
"oo annecim,altın gününe gitmedin mi bugün?"
"ay oğlum hergün altın günü mü olur?"
"bilmem.sn hergün gidiosun ya."
"eşşek sni.."şakasına omzuma vurdu.
"bn yarın okul çıkışı ödev yapmaya bi arkadaşıma gidicem."
"hadi hadi siz yine bi yerlere gidersiniz ödev yapmazsınız serseriler."
"ödev yapıcağım kişi erkek deil."
"aa gelinim mi yoksa?"
"anneeee!"
"tmm tmm.git hadi mutfağa yemek ye."
"aha yemek var bugün."
"sanki ayda bir yemek yapıorumda.."
"hergün yapıosunda o altın gününe gelen obezite teyzeler yiyo onları bn aç kalıorum."
"terbiyesiz!onlar bnm arkadaşlarım"
gidip yemeği yedim.
yarın..kötü bi gün olucak.tahmin edebiliyorum.
cuma günü okul çıkışı------
"SEVİLL'"Arkasından seslendiğimde dönüp baktı.
"ödev yapıcaktık ya"
"doğru.." diye mırıldandı."şeyy,bugün yapmasak?"
"senin yüzünden 0 alamam.bugün yapıoruz"
"AMA"
"bugün yapıoruz o kadar"
"odunsun!"
"güzel iltifatın için saol"
"yürü hadi,bizim servisle gidicez o zaman.."
servislerine doğru ilerledik.cenker'de bu servisteydi.
"vayy kankaa" cenker yanında yer açtı.
"ödev yapıcaz be knk!kader mi şimdi bu.."
"çok ballısın oğlumm"
"ne açıdan?"
"sevil'le ödev yapıcan.hani o sana kızmıştı ya.barışırsınız siz.sonra sn ondan-"
böğrüne dirseğimi geçirdim.
"ahh!"
"sussana oğlum!!aynı servisin içinde duyamaz mı snce?"
"....."
"adam ol"(=
servisin kapısı açıldı.
"Ekrem hadii!"
"ne?"
"bizim eve geldik şapşal insene!"
"ha tmm."
evlerine girdik.evde kimse yoktu.yalnızca biz vardık.
"sn salonda bekle.bn üstümü değiştirip geliyim."
"bugün bizim beden dersi vardı,bnde eşofman var.bn nerde değiştiriyim?"
"bak şurası tuvalet,orda değiştir."
tuvalete gidip üstümü değiştirdim.
okul formasını da poşetin içine tıktım.
sevil dha üstünü değiştirip gelmemişti.
komidinin üstünde bi kaç çerçeve vardı.
yaklaşıp elime bi tanesini aldım.
sevil'in bi fotoğrafıydı bu.
5-6 yaşlarındaydı.kollarını iki yana açmıştı.
pür neşeydi,bu çok belli oluyordu.
onun yanındaki çerçevede ise,daha bu yıl çekildiğini düşündüğüm bi fotoğraf vardı.
sevil ortada annesinin boynuna kollarını dolamış,diğer tarafında da babasın yanağına bi öpücük konduruyo.
annesi tıpkı ona benziyor.
ayak seslerini duyar duymaz çerçeveleri bırakıp koltuğa oturdum.
"bnm odamda yapsak daha ii sanırım.bilgisayar da orda."
"tmm"
odasına doğru ilerledik.
masasını üstünde kemanı duruyordu.yanına notalar dağınık bi şekilde koyulmuştu.
"başlayalım mı artık?"
bi süre internette araştırdık,yazdık.
"arka fona müzik koysak nasıl olur sence?" diye sordum.
"olabilir aslında."
"yani demek istediğim........ çalsak arka fonda.yada sadece sen..bn o sırada ödevi anlatsam"
"olur."
bi süre ödeve uygun şarkıyı bulmak için notalarını arasında kaybolduk.
tek tek her parçayı deniyorduk.
o sırada evin kapısı sertçe çarptı.biri gelmişti
"babamdır herhalde.."
odanın kapısı açılınca ikimizde şaşkınlıktan kaldık.
babasının gözleri kızarmış ve şişmişti.yanaklarında da kurumuş gözyaşları belli oluyordu.
"SEVİL..."